Herkes limana yanaşıyor
Uzunca bir dönem enerji sektörüne giren holdingleri yazdık. Enerji sektörünün sunduğu fırsatları ve bunu değerlendirmek isteyen şirketleri sıraladık. Şimdi benzer bir gelişme liman sektöründe yaşanıyor. Son yıllarda Türkiye'nin dış ticaretinin daha da büyümesiyle ulusal sınırlar içinde yük taşımacılığında denizyolunun çok daha yoğun kullanılması, liman işletmeciliği sektörünü hem öne çıkardı hem de rekabetin arttığı bir alan haline getirdi. Bununla birlikte verilen hizmetlere yönelik konumlandırmanın önemi de gittikçe arttı. Küreselleşme ile birlikte limanlar, sadece bölgesel yüke hizmet veren merkezler olmaktan çıktı ve bir bölgenin limanı olarak faaliyet göstermekten ziyade bölgedeki yük trafiğinin limanı olma yönünde gelişme gösterdi. Türkiye'de devletin özelleştirmeler sonucu liman işletmeciliğinden çıkması ile sektördeki boşluğu önemli yatırımlarla büyük holdingler doldurdu. Limak, Fiba, Borusan, Global Holding sektördeki oyunculardan sadece birkaçı... Yaklaşık 18 trilyon dolarlık dünya ticareti içerisinde denizyolu taşımacılığının payı yüzde 60 iken, üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye için bu oran yüzde 87 civarında. Denizyolu taşımacılığının karayolu taşımacılığına göre 6,5, demiryolu taşımacılığına göre ise 3,5 kat daha ekonomik olmasının yanında, çok büyük miktardaki yüklerin tek seferde ve güvenli olarak taşınması da denizyolu sektörünün cazibesini artırıyor. Türkiye genelinde 9,5 milyon teu (twenty-foot equivalent unit-20 feet'lik konteyner) olan elleçleme kapasitesinin önümüzdeki 10 yılda yapılacak yeni projeler ve mevcut limanların kapasite artışlarıyla 20 milyon teu'ya ulaşması bekleniyor.
Özelleştirmeler etkili oldu
Türkiye, özellikle son 10 yıl içinde yürütülen ulaştırma politikaları çerçevesinde denizyolu taşımacılığındaki faaliyetlerini yoğunlaştırdı. Bu kapsamda hem mevcut limanların özelleştirilmesine öncelik verildi hem de özel sektörün yeni liman yatırımlarına başlamasına teşvikler sağlandı. 2023 hedefleri doğrultusunda uluslararası denizcilik arenasında ilk sıralarda olma hedeflerinin gerçekleştirilmesi bağlamında sektör önemli fırsatlar sunuyor. Türkiye’de özel limanların oyuna girmesi ve limanlarda sağlanan iskele ve saha kapasite artışları ile lider konteyner operatörlerinin Türkiye limanlarına olan ilgisi arttı hatta liman işleticisi olarak pazara geldiler. Kapasite artışı sonucu Türkiye limanlarına uğrak yapan gemilerin boyları da büyüyor ve iş hacimleri tetikleniyor. Türkiye limanları konum itibari ile ithalat/ihracat yükleri, hem komşu ülkelere transit trafik hem de Karadeniz bağlantılı transit yükler için ideal konumda.
10 yılda iki kat artış
Hızlı bir büyüme sürecine giren limanlarda, son 10 yılda elleçlenen yük miktarı ikiye katlandı. 2003-2013 yılları arasında Türkiye’de faaliyet gösteren limanlarda yük trafiği ortalama yüzde 7,4 oranında büyüdü, 2013 yılında 385 milyon ton olarak gerçekleşti. Türkiye Liman İşletmecileri Derneği’ne (TÜRKLİM) göre kurulu kapasite 2023 yılında iki katına çıkacak. Bakanlığın gündeminde olan İzmir Çandarlı, Mersin Konteyner ve Filyos Limanı gibi dev projelerin yanı sıra halihazırda özel limanlar da kapasite artıracak. Mevcut altyapı ve kapasite ile en fazla 366 metre uzunluğundaki 14 bin teu’luk gemileri ağırlayan Türkiye limanları artık en son jenerasyon, yaklaşık 400 metre boyundaki 18 bin teu’luk gemileri ağırlayabilecek.
Mersin ve İzmir'den sonra İskenderun
Türkiye’de liman işletmeciliğini üç bölge özelinde inceleyebiliriz: Marmara, Ege ve Akdeniz. Marmara Bölgesi sanayinin yoğun olduğu bölgelerde kümelenmiş komşu limanlara evsahipliği yaparken, bu durum limanlar arasında yoğun fiyat rekabetine neden oluyor. Ege Bölgesi’nde rekabet daha düşük olup TCDD’nin işlettiği İzmir Limanı öne çıkıyor. Akdeniz Bölgesi’nde ise 2013 yılına kadar Mersin Limanı bölgesel anlamda lider bir yapı ile faaliyet gösterirken, İskenderun Limanı’nın faaliyete geçmesi ile bölgede hareketlilik yaşanıyor. Dünya ticareti ve Türkiye’nin büyümesine paralel Türkiye limanlarının elleçlediği iş hacmi gelişiyor. Açık yük olarak taşınan malların konteynerize olma süreci, geçtiğimiz yıllarda konteyner terminallerinde GDP büyümesinin iki katı civarlarında bir büyüme sağladı. Bu konteynerizasyon süreci bazı bölgelerde olgunlaşmaya başlarken, özellikle Türkiye’nin iç ve doğu bölgelerinde hala sürüyor. Dolayısıyla bu bölgelere hizmet veren Mersin, İskenderun ve İzmir limanları Türkiye ortalamasının üzerinde büyüyorlar.
Limanlarda kapasite artıyor
Yeni liman projelerinin yanı sıra birçok liman kapasite artışına gidiyor. 2013 yılı itibariyle yıllık konteyner elleçleme kapasitesi 1,9 milyon teu olan Ambarlı’da kurulu Marport, bünyesine bu yıl dahil olan Limaş terminali ile birlikte konteyner elleçleme kapasitesini 500 bin teu artıracak. Mersin Uluslararası Limanı (MIP) bir buçuk yıl gibi kısa bir sürede 1,8 milyon teu olan konteyner elleçleme kapasitesini 2,6 milyon teu’ya taşımayı hedefliyor. 160 milyon dolarlık Mersin Limanı Genişleme Projesi’ni hayata geçiren şirket, proje tamamlandığında dünyanın en büyük konteyner gemileri olan 400 metre uzunluğunda, 16 metre drafta sahip gemilerin limana uğraması için gerekli altyapıyı sağlamış olacak. Elleçlediği yük miktarında 1 milyon teu’ya ulaşan İzmir Nemport Limanı, yeni yatırımlarla yılsonunda yüzde 20 büyüme hedefliyor. Asyaport, Mardaş, Petkim, Gemport, Ege Port, Samsunport gibi limanlar da kapasite artırmaya yönelik yatırımlarını tüm hızıyla sürdürüyor.
Yurtdışına yatırım yapılıyor
Yurtdışı liman yatırımlarıyla dikkat çeken Global Liman İşletmeleri “dünyanın en büyük cruise liman işletmecisi” olmayı hedefliyor. Karadağ, İspanya ve Portekiz’de büyük liman yatırımlarına imza atan şirket, özelleştirilen Yunan limanlarını da takibe aldı, görüşmelere başladı. Yolcu taşımacılığının yanı sıra yük taşımacılığı alanında da liman yatırımlarına devam eden Global Holding, Türkiye’nin ticari ilişkilerinin güçlü olduğu komşu ülkelerde pazar araştırması yapıyor. Yıldırım Holding'in iştiraki olan Yılport ise 2014'ün ikinci çeyreğinde, İsveç’in en verimli konteyner terminallerinden biri olan Gävle Konteyner Terminali ile Stockholm Nord Combi Terminali’nin ve Norveç’te yer alan Port of Oslo içindeki Sjursoya Konteyner Terminali’nin işletmesini 30’ar yıllığına devraldı.
LİMAN İŞİNE NEDEN GİRİYORLAR?
- Küreselleşme ile birlikte limanlar, sadece bölgesel yüke hizmet veren merkezler olmaktan çıktı ve bir bölgenin limanı olarak faaliyet göstermekten ziyade bölgedeki yük trafiğinin limanı olma yönünde gelişme gösterdi.
- Türkiye'de devletin özelleştirmeler sonucu liman işletmeciliğinden çıkması ile sektördeki boşluğu doldurmak için büyük holdingler yatırımlar yapmaya başladı.
- Yaklaşık 18 trilyon dolarlık dünya ticareti içerisinde denizyolu taşımacılığının payı yüzde 60 iken, üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye için bu oranı yüzde 87 civarında.
- Denizyolu taşımacılığı karayolu taşımacılığına göre 6,5, demiryolu taşımacılığına göre ise 3,5 kat daha ekonomik.
- Denizyolu ile çok büyük miktardaki yükler, tek seferde ve çok daha güvenli olarak taşınabiliyor.
- Türkiye genelinde 9,5 milyon teu olan konteyner elleçleme kapasitesinin önümüzdeki 10 yılda yapılacak yeni projeler ve mevcut limanların kapasite artışıyla birlikte 20 milyon teu’ya ulaşması bekleniyor.
TÜRKİYE'DE LİMANCILIK YATIRIMININ AVANTAJLARI
- Türkiye limanları küçük ve orta ölçekli olarak ülke dış ticaretine hizmet ediyor. Limanların ölçek ekonomisinden yararlanması, kümelenmenin sağlanması, katma değerli hizmet ve mal üretiminin limanın yakın bölgelerinde oluşması gerekiyor.
- Lojistik maliyetlerin ülkelerin dış ticaretindeki önemi unutulmamalı. Bu maliyetler düşebildiği ölçüde, diğer ülkelerle olan rekabetimizde avantajlı konuma geçmemiz mümkün olabilecek.
- Türkiye'nin HUB bölge/liman olma fırsatı devam ediyor. Fakat, bu uygulamanın yapılabilmesi için halihazırda HUB liman olarak hizmet veren bölgelerle rekabet etmek gerekiyor. Bu anlamda ulusal mevzuat, destekleme politikaları, stratejiler yeniden gözden geçirilmeli.
- Türkiye limanları konum itibari ile ithalat/ihracat yükleri, hem komşu ülkelere transit trafik hem de Karadeniz bağlantılı transit yükler için ideal konumda.