Finansman Giderlerine Kısıtlama

Kurtuluş Ozan Keser

Finansman gideri kısıtlaması, işletmelerin katlandığı finansman gideri mahiyetindeki faiz, komisyon, vade farkı, kar payı, kur farkı ve benzeri giderlerinin belli bir kısmının gider olarak kabul edilmemesi şeklindeki uygulamadır.  4 Şubat 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile 2021 yılında uygulanmak üzere yürürlüğe girmiştir.

Finansman Gideri Kısıtlamasının Tarihçesi

Finansman gideri kısıtlaması, vergi mevzuatımıza ilk defa 1996 yılında girmiş ve 2003 yılına kadar uygulama alanı bulmuştur. Daha sonra, 2012 yılında yayımlanan 6322 sayılı Kanun ile gider kısıtlaması için Bakanlar Kuruluna (Cumhurbaşkanı) yetki verilmiş ancak, 6322 sayılı Kanun’un yürürlüğünden sonra 2021 yılına kadar Bakanlar Kurulu (Cumhurbaşkanı) tarafından belirlenen bir oran olmamış ve bu anlamda da düzenleme uygulama alanı bulamamıştır. 

Ne var ki, 4 Şubat 2021 tarihinde yayımlanan 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, 2021 yılından başlamak üzere, yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere finansman giderlerinin %10’unun gider olarak kabul edilmeyeceği düzenlenmiş, uzun yıllardır uygulanmayan finansman gideri kısıtlaması da tekrar hayatımıza girmiştir.

Düzenlemenin Detayları Nelerdir?

Düzenleme hem gelir vergisi hem de kurumlar vergisi mükellefleri için geçerli olacaktır. Bununla birlikte, kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri finansman gideri kısıtlamasından muaf olacaklardır.

Yine yatırım maliyetine eklenen finansman giderleri de gider kısıtlamasına konu olmayacaktır. Yürürlükte olan 163 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca yatırımların finansmanında kullanılan kredilere ilişkin faiz ve kur farklarının ilgili kıymetin aktife alındığı ilk dönem yatırım maliyetine eklenmesi zorunludur. Kredi faiz ve kur farkları, sonraki dönemlerde, tercihe bağlı olarak gider veya maliyet olarak dikkate alınabilecektir.

Buna göre, zorunlu olarak veya işletmelerin tercihi olarak maliyete eklenen finansman gideri ve kur farkları finansman gideri kısıtlamasına tabi olmayacaktır.

Kısıtlamaya Tabi Giderler

Kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, öz kaynakları aşan kısma münhasır olmak üzere, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin;

  • Faiz
  • Komisyon
  • Vade farkı
  • Kar payı
  • Kur farkı

ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları kısıtlamaya tabi olacaktır.

Peki Ne Olacak?

Özellikle son bir yıllık dönemde hem dövizdeki artışın hem de pandeminin şirket özkaynakları üzerinde yarattığı tahribat açıktır. Kur farkı, şirket faaliyetlerinin sekteye uğraması nedeniyle oluşan zarar çoğu zaman yabancı kaynaklarla karşılanmaktadır. Finansman gideri kısıtlamasının bu durumdaki işletmeler için ilave bir vergi yükü yaratacağı açıktır.

Öte yandan, sadece finansal yabancı kaynaklardan değil, ticari yabancı kaynaklardan kaynaklanan finansman giderleri de kısıtlamaya tabi tutulmuştur. Bu anlamda, gider kısıtlamasının kapsamının oldukça geniş tutulduğu söylenebilir.

Kısıtlamaya esas alınacak özkaynak ve yabancı kaynak karşılaştırılmasının hangi tarih itibariyle yapılacağı, döviz cinsinden borçlanmaların hangi kur ile çevrilip karşılaştırmaya tabi tutulacağı, kur farkı gelirlerinin finansman giderlerinden düşülecek bir unsur olup olmayacağı, kur farkı faturalarında yer alan KDV’lerin durumu ise henüz açıklığa kavuşmuş değildir. Bakanlık, çıkaracağı bir Genel Tebliğ ile bu hususlar başta olmak üzere uygulamada ortaya çıkabilecek soru ve sorunlara cevap verecektir ancak uzunca bir süre finansman gideri kısıtlamasını konuşacağız gibi görünüyor.

Kurtuluş Ozan Keser (ozan.keser@audit.com.tr)
Yeminli Mali Müşavir
NTS YMM Denetim ve Danışmanlık A.Ş