Koronavirüsün dünya ticareti ve konteyner taşımacılığı üzerine etkileri...
Koronavirüs salgını konteyner taşımacılığına zarar vermeye başladı. 12 şubat 2020 tarihinde başlayan Çin yeni yılı sonrasındaki tatil dönemi ve bu tatilde virüsün ortaya çıktığı Wuhan'da tatil yaparken karantinada kalan ve dönemeyen Çin halkı ve ülke geneli karantina uygulmasından dolayı üretime başlanamaması, Çin ihracatında ciddi bir düşüşe neden olmuştur. Bunun devamında Çin'den Avrupa ve ABD’ye gönderilen konteyner sayılarında inanılmaz bir düşüş başlamıştır.
Bu sürecin devamında koronovirüs nedeni ile Çin kaynaklı taşımacılık endüstrisinde ortaya çıkan/ çıkacak sorunlara ve sektörde yaratacağı domino etkisine bakmak istersek :
Çin yeni yılının uzaması ve üretim hatlarının henüz çalışmaya başlamaması iki ayaklı bir etki yaratmıştır: Öncelikle Çin’den olan talepler düşmüş ikinci olarak da Çin’e ithal edilen konteynerlar bir yığın oluşturmuştur. Talebin daralması Asya gemilerinde boşluklar oluşmasına, bu da armatörlerin kargo ve gelir kaybına uğramasına, Avrupa ve ABD seferlerinin boş gitmesine ve doğal olarak bu ülkelerde ekipman eksikliğine neden olmuştur. Avrupa, Amerika seferlerinin doluluk oranlarının azalması ve ekipman eksikliği ise şu an ilave maliyetler doğmasına ve Asya ile ticaret maliyetlerinin artmaya başlamasına neden olmuştur. Diğer taraftan Çin’de oluşan konteyner dağlarının az bir kısmının ihracata dönmesi, ithalat limanlarındaki kargaşa ve yoğunluk ; başka limanlara yüklerin iletilmesi ve ilave ücretlerin doğmasına neden olmaktadır.
Bu süreci takip eden otoriteler, ne 2009 dünya finans krizinde, ne 2015 ABD’deki batı kıyılarındaki grevde, ne Maersk firmasına yapılan saldırılar ve ne de ticaret savaşları döneminde kısa vadede bu denli bir krizin konteyner taşımacılığına etkisinin olmadığını ifade etmektedirler.
Bu şartlar altında krizin ne kadar süreceği öngörülememektedir.
Taşıma rakamlarına bakıldığında talebin azaldığı bu süreçte son 15 günde azalan konteyner sayısı 1.7 milyon adet 20'lik konteyner, bir kaç hafta içinde azalması öngörülen 100 seferin ki bu Asya _Avrupa arasındaki seferlerin yaklaşık yüzde 45'ine tekabül etmektedir. Kullanılamayan kapasitenin 2 milyon konteynerın üzerine çıkacağı ve bunun armatörlere maliyetinin haftalık 350 milyon dolar olacağı öngörülmektedir.
Görünen o ki önümüzdeki dönem bu kargaşa maliyetlerin artmasına ve teslim zamanlarının gecikmesine neden olmaya devam edecektir.
Gelelim ülkemize, Twitter üzerinden bu durumu öngörererek yaptığım Şubat ayındaki (Twitter adresim: @muhtarselcuk) ankette şu soruyu sormuştum : Türkiye ithalatının ve ihracatının yüzde 70'i deniz yolu ile yapılmaktadır. Çin'den dünyaya giden konteyner sayısı yüzde 50 azaldığından dönüş konteynerları (dolayısı ile gelen) ithalatımızı nasıl sürdürürüz? 123.000 kişinin görüntüleyip 2.646 kişinin oyladığı ankette, katılanların yüzde 57 si çok zorlanırız derken, yüzde 21 i kendi ro ro hatlarımızla taşırız demiş, yüzde 13 ü karayolu yüzde 9 u ise havayolu ile ithalatımızı sürdürebiliriz demiştir. Gelen onlarca yorum arasında ro ro ya ilave olarak intermodal taşımacılığa geçerek bu sıkıntıların üstesinden gelebiliriz demiştir.
Diğer bir soruda : Türkiye 2019 yılında Çin'den 22 milyar dolar ithalat yapmış olup, tüketim mallarının oranı sadece yüzde 5'tir. Ara mal ve hammadde stoklarımız yenilenemez ise ihracata etkisini sorduğumuzda katılımcıların yüzde 59 u ihracatımızın azalacağını, yüzde 20 si geçici bir durum olduğunu yüzde 13 ü ikame pazar bulununca artacağını, yüzde 8 i de ihracatı aynen devam edeceğini ifade etmiştir.
Koronavirüs ne kadar sürer bilmem ama, ülkelerin büyüklüklerinin 2020 de azalacağını, dış ticaretin daralacağını ve dünya ürün fiyatlarının artacağını şimdiden söyleyebiliriz.
Selçuk Şağban