AR-GE 250


Mobilya Sektöründe Aile Şirketi ve Kurumsallaşma

Davut Doğan

Aile şirketlerinde kurumsallaşma süreci, her sektörde belirli bir büyüklüğe gelindiğinde değerlendirilen ve hedef alınan önemli bir konudur. Araştırmalar; dünyadaki işletmelerin %80’inin aile şirketi olduğunu, ortalama yaşam süresinin 24 yıl olduğunu ve aile şirketlerinin %70’inin ikinci kuşağa geçemediğini gösteriyor. Ülkemizdeki veriler, dünyadaki verilerle paralellik gösteriyor. Türk aile şirketlerinin ikinci kuşağa aktarılabilme oranı ise dünya ortalamasıyla paralellik gösteriyor. Ülkemizde her 10 aile şirketinden 3’ü ikinci kuşağa devredilebiliyor. 2. kuşaktan 3. kuşağa geçiş oranı %15, 3. kuşaktan 4. kuşağa geçiş ise, %4-5 seviyesinde gerçekleşiyor.

Kurumsallaşmada ilk ve en önemli adımlar; bir aile konseyinin oluşturulması, üzerinde iyi düşünülmüş, detaylı kurgulanmış ve aile bireylerinin ortak kararıyla hazırlanmış mutlaka yazılı olan bir aile anayasasının hazırlanmasıdır. Aile şirketi kurucularının kişisel vizyon ve hayat hedefleriyle, şirketin genel vizyonunun gösterdiği paralellik kurumsallaşma sürecinde önemli bir kriterdir. Şirkette görev alacak kişilerin bu sürece dahil olması, aynı vizyon ve hedefe odaklanmış olması bu süreçte olmazsa olmazdır.

Türkiye’de mobilya sektörünün de temelinde aile şirketleri vardır, sektörün yıllar içinde gelişmesine paralel olarak şirketlerde kurumsallaşma adımları atılmış ve bu yönde önemli mesafeler katedilmiş olsa da, bugün hala kurumsallaşmanın genel olarak zayıf olduğunu söyleyebiliriz. Bugün mobilya sektöründe halka açık sadece 2 şirket bulunuyor. Kurumsallaşmanın, şirketlerin büyümesinin de önünü açan bir unsur olduğu önemli bir gerçekliktir.

Kurumsallaşma süreci, Türk mobilya sektöründe markalaşma anlayışının temellerinin atılması olarak görülmektedir. Kurumsallaşmaya paralel, markalaşma da 2000’li yıllarda yükselmeye başladı. Orta ve küçük ölçekli işletmelerin kurumsallaşmada zayıf kalması ve kayıt dışı üretim, bugün hala çözülmesi gereken alanlar olarak dikkat çekiyor. Mobilya sektöründe atılması gereken adımların başında, mobilya üretiminin kayıt altına alınarak haksız rekabetin önlenmesi gerekliliği dikkat çekiyor. Dış pazarlarda markalaşmak, özgün tasarımlara sahip olmanın ilk kriteri olarak kabul ediliyor, bu anlamda markalaşmanın sektöre ve ülkemizin ihracat kalemine etkisinin yadsınamayacak bir unsur olduğunu söyleyebiliriz.

Davut Doğan – Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı