Nereden nereye… Hindistan mobilya pazarına nasıl girdik?
Dünya’nın en büyük fuarlarından biri olan CNR Imob 16. Mobilya Fuarı başarı ile gerçekleşti!
Dünya’nın en büyük mobilya fuarlarından biri, Türkiye’nin fuarcılık adına dışı dönük en büyük gurur kaynağı olan CNRİMOB Mobilya fuarı geçen hafta on binlerce ziyaretçinin katılımı ile İstanbul’da başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Sektör ihracatının 2 milyar dolarlık ihracat kontratlarının bağlandığı, tüm dünyadaki kaliteli alıcıların ilk uğrak yeri olan fuarın başarılarının devamını diliyoruz. Konu mobilyadan açılmışken; Türkiye üretimde ve ihracatta söz sahibi bir ülke mobilya sektöründe kısaca bakar isek: Türkiye Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçı Birlikleri kayıtlarına göre sektörün ihracatı 2018 yılında 5.014 milyar dolardan; 2019 yılı sonunda 5.531 milyar dolara yükselmiştir.sektörün bünyesinde ahşap mobilyalar, kağıt ve karton ve ambalajları, ağaç ve ağaç mamulleri ile orman dışı tali ürünleri yer almaktadır. Ahşap mobilyaların ihracatı; 2018 yılında 1.610 milyar dolardan yüzde 18.17 artışla 1.903 milyar dolar olmuştur. Diğer ihracatçı birlikleri kayıtlarına bakıldığında Plastik, metal, ofis, okul ve diğer mobilya ihracatı 2018 yılında 1.520 milyar dolardan 1.578 milyar dolara yükselmiştir. Türkiye’nin toplam mobilya ihracatı ise 2018 yılında 3.136 milyar dolar iken yüzde 11 artışla 2019 yılı sonunda 3.481 milyar dolar olmuştur. 2020 hedefi 4 milyar dolar olan sektör, şuan üretim ve İhracatta ilk 15 ülke içinde yer almaktadır. Sektörün hedefi öncelikle ilk 10 girip; sonrasında ihracatını 10 milyar dolara çıkarmak. Bu istatsitiklerden sonra eskilere dönü bugüne kadar ki gelişmlere bakmak farz oldu; mobilyada bir ihraç pazarımızın nasıl oluşturulduğunu; o gün pazara girişte kurumların birlikte çalışma titizliğini ve bugün gelinen noktayı ele almak istedim:
Yıl 2008; Dış Ekonomik İlişkiler Kurumu (Deik), mobilya paydaşlarına bir davet çıkıyor; ilk toplantıda İhracatçı Birlikleri olarak biz, Mobilya Sanayicileri Derneği (Mosder), Deik yetkilileri bir araya gelerek mobilya sektörünün hedef pazarlarını istişare ediyoruz; toplantı sonunda daha önce hiç denenmemiş Hindistan pazarına sektörün girebileceği noktasında bir görüş oluşuyor ve profesyonel bir heyet oluşturulması kararı çıkıyor.
Ticaret Bakanlığı (o zamanki adı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı) sektör uzmanı, Deik Avrasya Koordinatörü, Mosder genel sekreteri ve naçizane ben Hindistan yollarına düşüyoruz. Delhi’den, Bombay’a, Chennai’den, Banglore’a Ticaret Odaları, mobilya İthalatçıları, üreticilerden, otellere, tasarım ofislerine her yeri ziyaret ediyoruz. Her ziyaret, her kareyi ayrı ayrı fotoğraflıyoruz; ön heyetin sonunda elimizde notlar, pazarın potansiyelini gören mutlu insanlar olarak geri dönüyoruz.
Herkes iş bölümünde incelediği alanları, ziyaretlerini fotoğrafları ile birlikte raporluyor ve ortaya 200 power pointlik bir sunum çıkıyor. Tüketici tercihleri, kullanılan malzemeler, üretim teknikleri, renkler, pazardaki alıcılardan, pazarda büyüyen ülkelere kadar her şey heyetten 3 ay önce, heyetin katılımcısı firmalara ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor.
Firmalar,bu ayrıntılı sunum sonrasında ülkeye götürecekleri mobilya çeşitlerini, renkleri ve yeni üretecekleri ürünleri planlıyor ve konteynerlar dolusu yeni ürünleri Bombay ve Delhi’ye gemi ile yola çıkarıyoruz.
Türkiye’nin ilk devlet destekli Ticaret heyeti başlıyor!
Dönemin İhracat Genel Müdürü ve çok sevdiğim dönemin en iyi uzmanlarından Himmet Geriş ve tüm paydaşlar ile Hindistan çıkarması başlıyor; en prestijli otellerin balo salonlarında sabaha kadar Hintli montörler ile kurduğumuz ürünleri; ikili iş görüşmelerinde sergiliyoruz. Bombay ve Delhi etkinliklerimiz sektöre ciddi bir motivasyon sağlıyor.
Dış Ticaret Müsteşarlığı, İhracatçı Birlikleri, Mobilya Sanayicileri Derneği, Deik, mobilya ihracatçıları ortak hareket etmenin sinerjisinin ne kadar önemli olduğunu kanıtlıyorlar.
Yıllar içinde, ihracat başlıyor, düzenli olarak artıyor ve Türk mobilya mağazaları açılmaya başlıyor, heyetlerin sayısı artıyor, sektörel mobilya fuarları yapılmaya başlıyor, bugün gelinen noktada her yıl katlanarak artan bir ihracat trendi Hindistan’a yönelik devam ediyor.
Bu heyet diğer taraftan ilk kez bir devlet desteği ile yapılan sektörel ticaret heyeti olarak kayıtlara geçiyor.
Sonra ne mi oluyor! Tüm sektörlerde yavaş yavaş sektörel ticaret heyetlerinin ön heyetleri yapılmamaya başlıyor, bakanlık ön heyetlere uzman göndermemeye başlıyor, sivil toplum örgütleri kendi konfor alanlarını oluşturuyor ve kendi başlarına hareket etmeye başlıyor, heyetlere zamanında en az genel müdür düzeyinde yapılan heyet başkanlıkları, uzman eşliğinde yapılan heyetlere dönüşüyor, Deik heyet çalışmalarından kopuyor. Birlikte hareket etme, birleşerek yükselme kültürümüz yok oluyor...
Bu işi yıllar önce profesyonelce yapan Türkiye’nin heyet kültürünü geri getirmemiz gerekiyor; ortak hareket etmeden, oyunu kurallarına göre oynamayı bilirken hafızamızı kaybetmeye hakkımız yok. Gereği yapılsın, oyun kurallarına göre oynansın, aksi takdirde bu ülkeyi hak ettiği yere getiremeyiz.
Nereden nereye…
Selçuk Şağban
Yönetim Danışmanı